ŞÛHANE-İ TAŞTİR-İ NEDİM
"Haddeden geçmiş nezâket yâl ü bâl olmuş sana" Ey cennet kokulu yâr, dünya masal olmuş sana Bir bakışta can almak, inan, yasal olmuş sana Öldürdün ölümleri, şu gönül sal olmuş sana "Mey süzülmüş şîşeden ruhsâr-ı al olmış sana"
"Bûy-i gül taktir olunmış nâzun işlenmiş ucı" Ziyaretine gelenlere bak, oluyor hacı Yandırır aşk ateşin bilmemki saatin kaçı? İki ırmak çağıldar ruh kökümde acı acı "Biri olmış hoy, birisi dest-mâl olmış sana"
"Sihr ü efsûn ile tolmışdur derûnun ey kalem" Soyum, sopum, akrabam; eşim, dostum ve sülâlem Şakayığım, papatyam, geceme giren ters lâlem İçimdeki dehlize nur getiren son meşalem "Zülfi Hârût'un dimek mümkin nâl olmış sana"
"Şöyle gird olmış freng-istan birikmiş bir yire" Okyanusca derin gözler benziyor ya göklere Çevirmişler başlarını, başlarki suya gire Aşk bankanda hesap açtım, ihsan eyle fakire; "Sonra gelmiş gûşe-i ebrûda hâl olmış sana"
"Ol büt-i tersâ sana mey nûş ider misin dimiş" Kâinat bir cümbüştür,sarhoş ider misin dimiş Ters-düz olan maddeyi berduş ider misin dimiş Beni ümid dalında bir kuş ider misin dimiş "El-amân ey dil ne müşkilter suâl olmış sana"
"Sen ne câmun mestisin âyâ kimün hayrânısın" Dudak kıvrımından belli, padişah fermanısın Yürüteçle yürüyen Ferhatların dermanısın Nerdesin gecem zindan,ölüyorum gel, hanısın? "Kendün aldurdun gönül noldun ne hâl olmış sana"
"Leblerün mecrûh olur dendân-ı sîn-i bûseden" Çatılmış kaşlarınla bakıyorsun bir köşeden Kara bahtı duman edip atıyorsun şişeden Meçhule kalkan gemiye, bilet aldın gişeden "La'lün öpdürmek bu hâletle muhâl olmış sana"
"Yok bu şehr içre senün vasf itdüğin dil-ber Nedîm" Yok evet, ben de senin gibiyim,boşa bekledim En güzel albümleri, sayfa sayfa inceledim Yaralı bir cerendi o, sevgilim, canım dedim "Bir perî-sûret görünmiş bir hayâl olmış sana"
Mustafa CEYLAN
-----------------------------
TAŞTİR :
Bir çeşit beşleme, yani tahmistir. Bir gazelin iki mısraı arasına üçer mısra yerleştirmek suretiyle yapılır. Her beşliğin birinci ve beşinci mısraı gazele aittir. Burada; Divan Edebiyatımız şairlerinden Nedim'in gazelini biz, (şûhane)(taştir) yapmaya çalıştık. Şüphesiz çalışmamızın esasını teşkil eden gazel aruz vezni ile yazılmıştı, araya eklediğimiz üç mısrada biz aruz değil de hece veznimizi kullandık. Böylece bir şiirde aruz ve heceyi bir araya getirerek GÜLCE EDEBİYAT AKIMI' nın önerdiği GÜLİSTAN türü şiiri yakalamaya çalıştık.
Şûhane'ye gelince, "Kadını, kadın güzelliğini, aşkın maddî ve manevî zevklerini konu alan zârif, nükteli ve çapkın bir üslûpla söylenmiş gazellere "şûhane gazel" denir. Divan şiirinde bu yolda yazılmış gazeller anılınca akla Nedim gelir. Öyle ki, böyle bir üslûpla gazel söylemeye "Nedîmâne tarz" denilmiştir.(1)" ---------------- (1): Dr. DİLÇİN, Cem; Divan Şiirinde Gazel. |