Onlarla doldurduğum şu yaralı gönlümü, Bırakıp da bir yere nasıl gitsin anılar? Seherlerin yeline savurup da külümü, Yarım şarkılar gibi nasıl bitsin anılar?
Gül, bülbül avutamaz gönlümdeki melâli, Bilmem, kimin boynunda hasretliğin vebali, Aslı’sının yaktığı garip Kerem misali, Bağrımda duman duman nasıl tütsün anılar?
Ne bade sermest eder, ne meyhane avutur, Hasretin yangınını hangi volkan soğutur, Sanma, mahşerde bile bu kâlp seni unutur, Gönlümü avutmaya nasıl yetsin anılar?
Gel, sen kır kalemimi , kirpiğinle vursunlar, Beni bir yokluğundan bir de senden sorsunlar, Giderken son menzile, hasretine sarsınlar, Sen yolcu etmiyorsan, nasıl etsin anılar?
|