Skip to Menu Skip to Content Skip to Footer

  • Yayın Akışı
  • Yönetim Kadromuz

Makaleler
Anasayfaya DönAnasayfa » Test Kategori
Yazarlar » [ A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z ] «
Makaleler » [ A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z ] «
KADINCA SUSMALAR ...

 


KADINCA  SUSMALAR...
Deli bir yağmur vardı o gece . Gök yere iniyordu sanki . Çıldırmış gibiydi damlalar . Ve kadın susuyordu yağmura inat . Gözünden akanlara inat .
Yanaklarına düşen acılı yaşlar ne kadar sesliyse , o inadına o kadar suskundu . Dışardaki havanın hoyratlığına karşın , o bir o kadar durgundu .

Düşüncelerin istilâsına uğramış başı deliler gibi zonkluyordu . Kalkıp dolaptan bir ağrıkesici ilâç aldı . Koridordan geçerken , köşede duran aynada kendisiyle gözgöze geldiğinde durakladı bir an ... öylece baktı ruhunu yitirmiş kendi gözlerine . Niye bu kadar soğuktu bakışları ? ... Bulutların dostluğuna ne zamandır bu kadar tutsaktı , bilmiyordu . Kendisine en son ne zaman bu denli yakından bakmıştı , onu da hatırlamıyordu . Son zamanlarda buna hiç vakti olmamıştı galiba . İrkildi birden , kendisini ölesiye unutulmuş hissediyordu . Hayat çılgın telâşlarda savurup durmuştu onu son yıllarda . Yorgundu ... çok yorgundu hem de .

- Şu ıssız bahçenin en ücra köşesinde açan , öksüz bir çiçekten ne farkım var ki !!! .... diye düşündü . Mutsuzluğa katlanarak yaşamaya çalışmak çok zordu .Ne geceler bitiyordu , ne de ardından gelen huzursuz sabahlar . Yüreğinde çöreklenen kalın bir katran tabakası ile günleri eskitmeye çabalamak , boşa kürek çekmek gibiydi sanki . Aynı yerde dönüp durmaların verdiği sersemlik , en keyifli anları bile öldürücü bir zehire çeviriyordu . Nefes alamaz oluyordu insan . Bazen kendi iç benliğine doğru bir yolculuğa çıkıyor ve o derinlerdeki tortuların dansını izliyordu Esra . Yüreğine soğuk bir pencereden bakıyormuşçasına korkuyordu böyle anlarda ve üşüyordu . Tuhaf bir danstı bu !...

Uyanmalıydı bu sersem uykudan ve acilen bir şeyler yapmalıydı . Bazı sayfaların artık kapanma vakti gelmiş de geçiyordu bile . Fakat , üzerindeki bu ölü toprağı engelliyordu onu niyeyse . Ne kadar çok ölü yıldız birikmişti avuçlarında . Say say bitmek bilmiyordu .

Artık fazla zamanı yoktu biliyordu . Düşünceler eyleme dönüşmeliydi . Yalnızca biraz cesaret gerekiyordu o kadar .

Usulca yerinden kalktı . Bu hayattan ve bu evden gitmeden önce hesapları görüp , her şeyle bir bir vedalaşmalıydı . Sahip olduğu hiç bir şeyi aramayacağından ve pişmanlık duymayacağından emin olmalıydı . Çünkü artık , dönmemek üzere gitmesi gerekiyordu . Sanki bin yıl süren bir evliliği soluksuz kalana dek iteleyip yürütmüş ve çok yıpranmıştı . Olmuyordu işte .... olmamıştı bir türlü .

Tüm eşyalarına veda etti tek tek . Uzun bir yolculuğa çıkıyordu sanki , ama sırf gidişti bileti ... dönüşü yoktu !...

Vedalaşma fasıllarını bitirip , tekrar pencerenin önündeki koltuğa oturdu . Yağmur hızını iyice arttırmış , zıvanadan çıkmıştı . Mis gibi kokan kahvesinden bir yudum daha alıp , sigarasından derin bir nefes çekti . Korkularını da gözden geçirmeliydi .... çünkü gelecek günlerin ne sürprizler hazırladığını bilmiyordu henüz . Zorlukları ve sayısız savaşları yaşayacağını hissediyordu ama çözümler bulacağından da emindi . Fakat yine de o safir renkli bilinmezlik canavarı , yüreğine çöreklenmiş bir yılan misali ... soğuk soğuk kımıldanıp duruyordu .

- Med-Cezir\' lerin tam ortasındayım galiba !.... diye düşünüp içini çekti . Hüzün sarmıştı odanın her köşesini . Şu anda , dünyada kimbilir kaç kadın daha böyle hesaplaşmaları ve vedalaşmaları yaşıyordu kimbilir ?... ya da kimbilir kaçı , şımarıklık bu deyip kestirip atıyordu . Yüreğinin kalın perdelerini aralayıp , o mutsuzluk diyârlarında savrulan duygularına bir kez bile bakma zahmetine katlanmadan yaşayıp gidiyordu belki de bazıları .

- Buraları geçmeliyim !.... dedi kendi kendine .

Kimin ne diyeceğinin hiç bir önemi yoktu . Çünkü , karanlıkla boğulmuş gün ve geceleri yaşarken kimse olmuyordu yanınızda . Kimse hissettiklerinizin farkında bile varmıyordu . Herkes yalnızca kendisi için yaşıyordu .

Bu evdeki hiç bir şeyi özlemeyeceğini tekrarlıyordu durmadan . Maddi anlamda böyle imkânları olamayacaktı zira . Ama açlıktan ölmeyeceğini de biliyordu .

Bir kadın , sevgisizliklere katlanmaktansa ... açlığa , yokluğa daha kolay razı olabilirdi . Mutsuzluğun gölgelerinde zaten hep açlık çekilmiyor muydu !...

Artık sabah olmak üzereydi . Gökyüzü şafakla olan randevusuna hazırlanırken , genç kadın da eşyalarını valizine doldurmaya başladı . Sadece özel eşyalarını topladı ... yıllara karşın kimseden başka bir alacağı yoktu . Madde değildi ki yitirilenler ... yalnızca hayattan alacakları vardı ve onları da günü geldiğinde tahsil edecekti nasılsa .

Yepyeni bir sayfa ve yeni bir öykü onu bekliyordu artık . Yağmura gülümsedi usulca . Sonra kalkıp aynadaki aksine ve ardından da yüreğine tatlı bir gülücük yolladı . Kocaman bir tebessüm de geleceğine gitti aynanın yansımalarının arasından . Kendisini sevebilmeyi öğrenecekti bundan böyle , bu cesaretti işte . Yine gülümsedi ve yavaşça kapıyı çekip çıktı .

- Hoşçakalın !... dedi yerdeki hoşgeldiniz yazan paspasa bakarak ! ... HOŞÇAKALIN !!!

Nilgün Paksoy
Yazar
Nilgün PAKSOY

Çevrim Dışı (Offline)
Diğer
Bu Makale 2023 kişi tarafından okundu.
Makale Oylama
Sadece kayıtlı kullanıcılar Oylama yapabilirler. Lütfen üye girişi yapın ya da kayıt olun
Yazar Yorumu
Nagihan Kahveci

17.09.2009 00:53
Yazan kalem önünde saygıyla eğilenecek ardından yazdıran yüreğe sevgi dolu selam gönderilecek harika satırlar okudum...
Yüreğin kalemin var olsun sevgili Nilgün can...Hiç bir yürek sevgisiz kalmasın inş.(AMİN)
Yazın duaların gerçekleşmesine vesile olacaktır umarım...
NADİRE GÜNEŞ AYDIN

23.09.2009 07:39
Samimi,akıcı,güzel bir metin.Eminim pek çok kadın kendini bulmuştur.
selamlar,sevgiler Nilgün Hanım
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen üye girişi yapın ya da kayıt olun
 

Istatistikler

Toplam Üye:2308
Aktif Üyeler:2264
Son Üyemiz:DayanaWrops
Son Ziyaretçi:Düşdeniz

CEP TELEFONU İLE DİNLE